Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kavramı, hukuk dünyamıza ilk kez 15.07.2015 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23’üncü maddesi ile suça sürüklenen çocuklar bakımından kabul edilmiş, sonrasında yapılan yasal değişiklikler ve Yargıtay içtihatları ile hukuk sistemimizde güçlü bir yer edinmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, şartların oluşması halinde işlenen suça karşı belirlenen denetim süresinde cezayı infaz etmeden sanığın yeniden suç işlemesinin önüne geçmek suretiyle ıslahını sağlamayı amaçlamaktadır. Kanun, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu, kurulan hükmün sanık hakkında hukuki sonuç doğurmaması olarak açıklamıştır. Sanık verilen denetim süresi içinde kasıtlı olarak yeniden suç işlemez veya üzerine düşen yasal yükümlülükleri yerine getirirse mahkeme tarafından verilen ancak askıya alınan mahkumiyet kararı tamamen sona erecek ve hüküm hukuken hiçbir sonuç doğurmayacağı gibi şahsın adli siciline de işlenmeyecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının mahkeme tarafından verilebilmesi için sanığın bu kararın verilmesine açık rıza göstermesi gerekmektedir. Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verilmesini kabul etmemesi halinde mahkeme sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veremez.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için bazı şartların oluşmuş olması zorunludur. Bu şartlar kanunda açıkça sayılmıştır.
“Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.”
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini sanık kabul etmiş olsa bile; mahkemenin, somut olayı değerlendirerek, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varmış olması gerekir. Kanun mahkemeye hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun amacı doğrultusunda takdir yetkisi tanımış ve ıslahın sağlanması için mahkemenin sanık üzerindeki kanaatini madde hükmünde düzenlemiştir.
Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebilmesi için mahkumiyet hükmünün içerdiği cezayı ertelememiş ve seçenek yaptırımlara çevirmemiş olması şarttır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun amacı ıslah olduğundan; mahkemenin cezayı indirmesi, ertelemesi ya da seçenek yaptırımlara çevirmiş olması caydırıcılık özelliğini ortadan kaldıracak ve sanığın karşılaşacağı hukuki sonuçlardan korkmasını engellemiş olacak dolayısıyla amaca aykırılık teşkil edecektir.
Hakkındaki mahkumiyet hükmünün açıklanması geri bırakılan sanık beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur, bu süre çocuklarda üç yıldır. Bu denetim süresi içinde sanık kasıtlı olarak yeni bir suç işlemez ve varsa denetimli serbestlik tedbirlerine uygun hareket ederse mahkeme verdiği mahkumiyet hükmünü ortadan kaldırarak davanın düşmesine karar verir.
Denetim süresi içinde kişi hakkında kasıtlı bir suçtan bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Sanığın denetim süresinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde yeni suça ilişkin olarak verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesi söz konusu olursa mahkeme verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kaldırarak sanık hakkında verilen mahkumiyet kararını açıklar.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı dava zamanaşımı sürelerini durdurur. Kanunun zamanaşımını durdurma amacı, bu süreler içerisinde sanığın yeni bir suç işlenmesi halinde dava zamanaşımının dolmasının önüne geçerek sanığın mahkumiyet hükmü doğrultusundaki yasal haklarını kullanırken geçen zamanda mahkemenin zamanaşımı engeli ile karşılaşmasını engellemektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz hakkı mevcuttur ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği bu itiraz ancak objektif koşulların belirlenmesi anlamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilmesi halinde itiraz mercii yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde usule ilişkin bir değerlendirme yaparak hüküm kurma imkanına sahiptir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları kendisine özgü özel bir sisteme kaydedilmektedir. Bu sisteme yalnızca soruşturma ve kovuşturma aşaması ile bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı ve hakim ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kapsamı ve amacı doğrultusunda erişim sağlayabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı dışarıdan gelecek her türlü erişime kapalı olduğundan denetim süresi içerisinde mahkumiyet hükmüne başkaları tarafından erişilmesi mümkün değildir.