İş Davalarında Derdest Dosyası Olan Tanığın Beyanı

İş Hukukuna yönelik özellikle işçilik alacaklarının konu olduğu davalarda işçinin en büyük delil kaynağı tanıklardır. Peki dosyada dinlenecek tanıkların karşı taraf ile derdest dosyası olduğunda bu tanıkların beyanları geçerli olacak mıdır?

Her ne kadar iş mahkemelerinde dinlenecek tanıkların beyanları doğrultusunda hüküm kurulması için tanıkların tarafsız olmaları beklense de bazı somut olaylarda tanıkların tarafsız olması mümkün olmayabilir. Örneğin bir işyerinde yapılan toplu işten çıkarmalarda işçilerin alacaklarına kavuşmak adına işverene karşı bireysel olarak açtıkları davalarda birbirlerine tanık olmaları beyanların geçersiz olması anlamına gelemez. Mahkemelerin burada incelemesi gereken konu tanıkların tarafsız olup olmadığından önce somut olayda dinletilen tanıkların beyanlarının birbiri ile tutarlı olup olmadığıdır. İş hukukunun amaç ve kapsamı düşünüldüğünde işçinin hakkı olan işçilik alacağına kavuşması için ulaşabildiği tüm delillerin eksiksiz ve bağımsız olarak incelenmesi gerekir.

Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında bu konuya ilişkin olarak işçi tanıklarının işveren aleyhinde açtıkları bir dava olsa dahi işçilerin beyanlarının tutarlı ve birbiri ile doğrulanır şekilde olup olmadığının önem taşıdığı yönünde görüş bildirmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/11755 E. – 2017/3320 K. – 07.03.2017 T. künyeli kararında “Her ne kadar bu dosya ve emsal dosyada dinlenen davacı tanıklarının benzer davasının olduğu görülmüş ise de; tanıklarca her bir davacı işçi için kıdemleri ile tutarlı farklı ücret miktarlarının ve çalışma koşullarının beyan edildiği, beyanlarının dosya içerikleri ile tutarlı ve samimi olduğu ve bu konudaki işverenin yalan tanıklık (iftira) hakkındaki suç duyurularında dahi şüphelilerin beyanının diğer tanık beyanları ile uyumlu olması karşısında haklarında kovuşturulmasına yer olmadığına dair kararların verildiği görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davacı tanık beyanlarına değer verilmelidir.” hükmüne yer vererek tanık beyanlarının her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi ve şartları gerçekleşmiş ise tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği görüşünü paylaşmıştır.